ABD’NİN FETÖ İLE İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA
2024 BAŞKANLIK SEÇİMLERİ
Fatih Abiş, 09 Kasım 2024
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 2024 Başkanlık Seçimlerinin sonuçlarına sıcağı sıcağına bir bakıldığında görülmekte ki bu kez derin itiraz, çekişme ve tartışmalara sahne olmaksızın sükunetle karşılandı, Donald John Trump’ın galibiyeti ilan edildi.
Tabii ki Kamala Devi Harris taraftarlarının ve Trump karşıtlarının seçimden bağımsız tepkilerini görmekteyiz ancak deyim yerini buldu ve atı alan Üsküdar’ı geçti.
ABD seçimlerinin ülkemiz ve bölgemiz açısından hatta dünya geneli açısından önemi tartışılmaz ancak şimdilik Trump daha önce ne yaptı, Türkiye’ye yaklaşımı neydi, Türkiye’nin güvenlik meselesi olan Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) nasıl bakıyordu, kısaca bunlardan bahsedelim.
Trump önceki yönetiminde, Türkiye ile yakın ilişkiler kurma eğiliminde oldu diyebiliriz. Türkiye’nin Fetullah Gülen’in iadesine yönelik ısrarcı taleplerine bazen olumlu yaklaşmış ancak ülkesinin çıkarları çerçevesinde net bir adım atmamıştı.
Trump, açık bir yorum yapmasa da Türkiye ile ilişkileri iyi tutmak adına bu taleplere daha olumlu yaklaşabileceğini belirtmişti.
Anılanın kapıyı hafifçe aralamasına karşın ABD yargı makamları ve tabii ki istihbarat kurumları Fetullah Gülen’in iadesini engellemişlerdi.
Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı 9 Ekim 2019 tarihli mektubu, içeriği ve yakışıksız üslubu itibarıyla hala tartışılıyor. Hatırlanacağı üzere mektupta; PKK/KCK terör örgütünün Suriye kolu PYD/YPG ile müzakereye oturulması önerilmiş, ABD’nin Türkiye’ye yönelik yakın geçmişte yürüttüğü ve çeşitli yaptırımlar içeren ekonomik saldırıları hatırlatılarak gözdağı verilmeye çalışılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise doğrudan bir cevap vermemiş, gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekâtı, mektuba cevap niteliğinde değerlendirilmişti.
Bugüne geldiğimizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan 6 Kasım 2024’te, dost ve müttefik vurgusuyla Trump’ı başarısından dolayı tebrik etti.
Önümüzdeki süreçte ABD-Türkiye ilişkileri, ağırlıklı olarak PKK/KCK terör örgütü, Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail-Filistin sorunu ve Türkiye’nin güneyindeki ülkelerin sınırlarının yeniden çizilmesine yönelik girişimler çerçevesinde şekilleneceğe benziyor.
Karargahını ABD’de kurmuş olan FETÖ ise geçmişte ABD siyasetinde tarafını gösteren açıklamalardan genellikle kaçınmıştır.
FETÖ’nün Trump’a karşı veya yanında bir duruş da sergilemediği, bununla birlikte bazı sözcülerinin beyanlarıyla ABD'deki insan hakları, demokrasi ve hukuk gibi konulara dair açıklamalarıyla, dolaylı olarak anılanın politikalarına mesafeli kaldığı, Türkiye ile ilişkiler konusundaki tutumunu eleştirdiği belirtilebilecektir.
2024 Başkanlık Seçimleri’nde FETÖ üye ve sempatizanlarının yoğun yaşadığı Pensilvanya Eyaleti’nde Trump birinci çıktı. Bu eyalette 2020 seçimlerinde Joseph R. Biden Trump'tan fazla oy almıştı.
ABD’de Türklerin en yoğun olduğu, FETÖ üye ve sempatizanlarının da yaşadığı -ki 30.000 Türk’ün %20 nüfus oranını kapsadığı iddia ediliyor- New Jersey Eyaleti’nin Paterson kentinde ise Harris’in birinci çıkması dikkat çekiyor.
New Jersey bu karakteriyle Senato seçimlerinde Demokrat Partili Andy Kim’e oy verdi.
ABD’nin Kore kökenli ilk senatörü olan Kim, 2 Temmuz 2024’te Başkan Biden’a insan hakları konulu bir mektup göndererek, cezaevindeki «Gülen Hareketi» yandaşları ve “Kürt gazeteciler” bağlamında Türkiye’ye baskı yapmasını talep eden 142 Kongre üyesinden biridir.
Mektupta; «2016 darbesinden bu yana 100 Türk vatandaşı zorla Türkiye'ye transfer edildi. Dinler arası diyaloğu ve eğitimi teşvik eden inanç temelli bir sivil toplum örgütü olan Gülen Hareketi ile ilişkili bireyler istismar edilenler arasındaydı… Türkiye'nin diğer ülkelerde Gülen Hareketine bağlı başarılı matematik ve fen akademilerini kapatma baskısı derinden endişe vericidir.» denilmekteydi. Vurgulara bakıldığında FETÖ’nün politikacılar üzerinde etki gücü görülebiliyor.
Kim’in, Başkan Barack Hussein Obama döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olduğu, Obama'nın IŞİD'i vurmak için uyguladığı planı kaleme aldığı iddiası anılanın dikkat edilmesi gereken bir figür olduğunu gösteriyor.
Bu çerçevede değerlendirildiğinde; 20 Ekim 2024’te ABD’de öldüğü açıklanan Fetullah Gülen öznesinde yürütülen FETÖ faaliyetlerinin bir süreliğine geri planda kalacağı anlaşılıyor.
Ne var ki örgütle mücadelesini sürdüren Türkiye açısından FETÖ bağlamındaki asıl olumlu gelişmeler, Trump’ın ikinci dönem yönetiminde izleyeceği, dost ve müttefik olma durumuyla örtüşmesi beklenen rasyonel yol ve kararlılık düzeyi ile görünür hale gelecektir.