SOYKIRIM YALANLARI KONUSUNDA DOĞRU BİR ADIM
Şevket Bülend YAHNİCİ
Eğitim dostları Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi
BASE Yönetim Kurulu Üyesi
.21. Dönem Parlamentosu Dışişleri Komisyonunda değerli bir devlet adamı, Ülke sevdalısı, tecrübelerinden çok şey öğrendiğim Kamran İnan beyle çalışma şansımız olmuştu. Kendisi yabancı parlamentolar nezdinde, yabancı parlamenterler önünde uluslararası konularda (Kıbrıs, insan hakları, doğu ve güneydoğu -kürt meselesi- konusunda, ülkelerle - AB nezdinde- ikili , çoklu ilişkilerde) tam bir müzakereci idi. Türk haklarını, Türkiye tezlerini durmak bilmeden çatır çatır, büyük inatla savunurdu...ABD'de, AB'de , dünyanın bütün ülke parlamentolarında kişileri tek tek bilir; kim Türk ve Türkiye düşmanı, kim Türkiye'ye yakın ve tezlerini savunabilir, ezbere sayar, ona göre konuşur, hareket ederdi. Zannımca en büyük hayali de, bu titizliğini harekete geçirebileceği bir dış politikayı uygulayabilmek, bunun için de Dışişleri Bakanı olmaktı. Bu hayali gerçek olamadı, fakat çok uzun yıllar süren parlamento hayatında daima dışişleri komisyonu başkanlığı adeta Onun özel koltuğuydu...
Kamran beyden öğrendiklerim arasında dış ilişkilerin yürütülmesinde riayet edilmesi gerekli konuların neler olacağı hususu çok önemliydi. Kamran bey dış politikanın çok boyutlu ve yönlü bir iş olduğuna inanıyor; sadece dışişleri bakanlığının değil, devletin akla gelebilecek bütün enstrümanlarının, özellikle parlamenter diplomasinin dış politikanın önemli bir unsuru olarak kullanılmasına dikkat çekiyordu. Yabancı parlamentolar ve parlamenter ilişkilerinde dış ilişkiler komisyonlarının, dostluk gruplarının, uluslararası çalışma grup ve heyetlerinin Bakanlıkla ve Ülke politika ve menfaatleriyle ters düşmeyen etkili bir pozisyon almasını ve bu işin kabul görür hale gelmesini savunuyordu. Ayrıca Türkiye'nin bütün uluslararası platformlarda, parlamentolar ve parlamenterler nezdinde savunulmasında, lobicilik faaliyetlerinde topyekun davranılması gerektiğine inanıyor, sivil toplum ilişkilerinin de dış politikada değerlendirilmesi gerekliliğine inanıyordu. Meslek kuruluşlarının (baro, mimar mühendis odası, ticaret odaları, işçi - işveren kuruluşu, medya kuruluşu, spor kulübü vs.,vb.) akla hayale gelebilecek her aktörün Ülke dış politikasında lobicilik yapar hale getirilmesi gerektiğine inanıyordu. Yabancı ülkeler, ülkelerin kamuoyları ve parlamentoları üzerinde topyekun bir lobi faaliyetinin faydasına inanıyor, devletin resmi temsilcileri dışında yürütülecek benzer gayretlerin dışarda daha etkili olacağını iddia ediyordu...Bütün bu işler için ise içerde ülke aydınlarının Türkiye'nin tezlerine inandırılan Türkiye'nin uluslararası plânda savunması gerekli konularda şuur sahibi kişiler olması gerektiğini söylüyor; işin en zor yanının da bu olduğunu söylüyordu.Türkiye'nin uluslararası gündem olduğu her konuda öncelikle haklılığına kendi aydınlarını inandıramamış oluşunu büyük zaaf olarak görüyordu. Aydınlarımız, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız yürütülmesi gereken kampanyalarda Türk tezinin haklılığına öncelikle kendi inanmalı ki, yabancılar nezdinde neyi, nasıl, neleri savunacağını bilmeli, derdi.
Çok hassasiyet gösterdiği konulardan biri de, bütün dünyada yüz senedir yürütülen ve maalesef aleyhimize tecelli eden "ermeni soykırım iddiaları" hususu idi. İçerde siz kendi aydınlarınızı ikna edemediğiniz, haklılığınıza inandıramadığınız, üzerinde birlik sağlayamadığınız bir konuda yabancılar indinde neyi, nasıl savunursunuz, inancındaydı...
Ben de aynen Rahmetli Kamran bey gibi düşündüğüm bu konuda bir şeyler yapmak için çok çabaladım. Türkiye' nin en eski ve köklü sivil toplum kuruluşu olan Ankara Kulübü Derneği seymenlerini Tanıtma Fonundan destekle ABD ye götürdük. NewYork Türk Günü Yürüyüşüne...Binlerce adet tek sayfa kağıda yazılı Dernek yöneticileri ve Ankara Milletvekili olarak imzamızı taşıyan İngilizce bildiriyi yürüyüş boyunca halka dağıttık.Belki de bir ilk olarak, yabancı kamuoyu nezdinde ermeni yalanlarını dile getiriyor; yüzyıla yakın süren propagandanın doğru olmayan yönlerini söylüyor; kendi haklılığımızı dile getirerek bizim sesimize ve dediklerinize kulak vermelerini istiyorduk.Buyuk ilgi ile karşılandık... Yine aynı Dernek adına Ankara halkına imzaya açtığımız ve elli bin imza topladığımız bir dilekçeyi soykırım kararı alan Fransa'yı protesto amacıyla (Cumhurbaşkanına hitaben yazılı) Fransa Büyükelçiliğine teslim etmiştik...Ses getiren,dikkat çeken bir eylem olmuş, Cumhurbaşkanı Derneğe cevabı bir mektup yazmıştı... Daha sonra da, Milletvekilliğim bittikten sonra , 21.dönem milletvekili ve Dışişleri komisyonu üyesi olarak bu konuda yazip, çizmeye devam ettim.Turkish Daily News 'da bir makalem yayınlandı.(4 bolüm) Aynı makalede söylediklerimi bir rapor halinde, galiba 2004'dü, ERMENİ SOYKIRIM YALANLARI KARŞISINDA KARŞI PROPAGANDA ATAĞI -ACİL EYLEM PLANI başlığı altında bir metin olarak sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendiye gönderdim.Sayın Cemil Çiçek 'e de aynı raporu (hem kendisi için hem sayın Erdoğan'a iletilmesi ricasıyla) takdim ettim.Konuyu ve işin dünya çapında lobiciliğini yürütebilecek sivil ağırlıklı bir organizasyonun gerekliliğini belirterek organizasyon için yapılması icap eder diye düşündüğüm konulara da raporda yer vermiştim.
Yıllar birbirini kovaladı.Dünyada birçok ülke parlamentosu soykırım yasası çıkardı.Fransa karar aldı.Son olarak ABD Temsilciler Meclisinin bekleyen tasarıyı bir gece aniden yasalaştırıvermesi aslında beklenen bir şeydi. Sevgili Özgün Ökmen Beyin Mütevelli Heyet Başkanı olduğu,benim de Mütevelli heyetinde yer aldığım Eğitim Dostları Vakfı olarak bu konuda bir çalışma yapalım diyerek (bu sene icin) bir karar aldık. Çok değerli bir araştırmacı, ömrünü bu işe vermiş yaşlı ama enerjisi ile örnek insan sevgili Mehmet Arif Demirer kolları sıvadı,Ermeni,Rus,İngiliz,Alman vb. yabancı kaynakları,belgeleri didikledi; bunları kitaplaştırdı,dergiler halinde bastı.Önce Ankara Gazeteciler Cemiyetinde, sevgili Nazmi Bilgin ve yöneticilerle de görüşerek bir toplantı ile konuyu gündeme taşıyalım istedik. Corona belası çıktı, İmkân ortadan kalktı.Bunun üzerine içinde belgeler olan kalın dosya/zarflar hazırladık,yerli,yabancı zevata,basına gönderelim diye.Zarflara öncelikle Sayın Demirer'in kitap ve dergileri konuldu.Sayın Ökmen konuyu ayrıntı ve önemiyle anlatan nefis bir takdim (Türkce-İngilizce) yazdı.Talat Paşaya dair bazı belgeleri (yine Ermenice,Türkçe,İngilizce,Fransızca vb.dillerde) koyduk.Benim ACİL EYLEM PLANI da ...ERMENİ SOYKIRIM YALANLARI KARŞISINDA KARŞI PROPAGANDA ATAĞI VE ACİL EYLEM PLANI...Ankara'da bir grup arkadaşla kurduğumuz BASE (Başkent Ankara Strateji Enstitüsü) başkanı sevgili Engin Öktem de konuyu takdim eden ve önemini ifade ederek aydınları göreve çağıran paylaşımıyla destek verdi.
İşte bu arada şartlar elvermediği için yüz yüze görüşme fırsatı bulamadığımız ve fakat birkaç kere uzun uzadıya görüşmelerle konuyu karşılıklı dile getirme fırsatı bulduğumuz değerli bir bilim adamı ile tanışmış olduk.(Yüz yüze gelmedik) Bu konularda daha önce de akademik çalışmalar yapmış,inceleme ve kitapları olan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından Prof.Seyit Sertçelik büyük ilgi ve incelik gösterdi,tam bir hassasiyet sergiledi...Kendilerine aynı zarftan bir adedini gönderdim,inceledikten sonra da konuştuk.Karşılıklı olarak gelinen noktada ifadeleri su yönde idi...Elbette bir şeyler yapıldı,yapılmakta...Ancak kafi değil...Sivil toplum,medya, aydınlar harekete geçirilmeli...Türkiye olarak içerde kendi aydınlarımız isin haklılığına inandırılmalı...Dışarda sivil toplumun işi üstleneceği geniş ve buyuk bir kampanya/lobi faaliyeti yürütülmeli...Yabancı ülkelerde Türk diasporası organize edilmeli...vs.,vb. ...Dün bütün bunların Sayın Erdoğan,Sayın Çiçek ve Sayın Sertçelik arasındaki bir toplantının konusu olduğuna dair haberi büyük keyif ve mutlulukla okudum...Aydınlarımız,üniversitelerimiz,medyamız,bütünüyle sivil toplum kuruluşlarımız KARŞI PROPAGANDA ATAĞI VE ACİL EYLEM PLANI zamanıdır.Konu ciddidir,sakası yoktur.Herkes elini bu işin altına sokmak zorundadır!